İçeriğe atla

SİNAN AKÇIL - KAPI


Mustafa

Pinlenen İletiler

[align=center]SİNAN AKÇIL - KAPI[/align]

 

[align=center]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
[/align]

 

 

[align=center]Yaptığı tüm albümleri ile Türkiye müzik sektöründe ses getiren ve çok konuşulan Sinan Akçıl, Poll Production etiketi ve Polat YAĞCI prodüktörlüğünde piyasaya çıkarttığı albümü ‘’Kapı’’ ile yine çok konuşulacak…

‘’Kapı’’ albümünün içinde tamamı Sinan Akçıl’a ait 9 şarkı ve 5 remix yer alıyor. Albümde düzenlemeler de Sinan Akçıl’ın yanı sıra,Avrupa’nın ve Yunanistan’nın en büyük prodüktörlerinden biri olan Pantelis Kotakis(dj pantelis),Ümit Kuzer,Selim Çaldıran imzaları var.Albümde ki 5 remixte de İspanya’nın dünyaca ünlü Dj’i Armando Junior ve Türkiye’nin en önemli Dj’lerinden Ufuk Akyıldız,Mert Hakan ve Cemre Burak isimleri yer alıyor.

Herkes bu Yaz Sinan Akçıl ile dans edecek….

Her şarkısı birbirinden iddialı, her şarkıda farklı duygulara gireceğimiz ‘’Kapı’’ sevenleri ile buluşuyor. Bu yıl en çok dinlenen albüm olmaya aday ‘’Kapı’’,bu Yaz’a damgasını vuracak.

Hayranlarının yoğun ilgisinden oldukça memnun olan Sinan Akçıl, benim ‘’Tek Aşkım’’ diye adlandırdığı fanclub’ının dövmesini bileğine yaptırarak tekrar gönülleri fethetti.

Albümü ile en ince ayrıntısına kadar ilgilenen Sinan Akçıl, şarkıları kadar yeni imajı ve fotoğrafları ile de dikkat çekecek. Albüm fotoğrafları için dünyanın birçok yıldızı ile çalışan Jerry Stolwijck ile çalışan Sinan Akçıl, hayranlarının merakla beklediği albümü ‘’Kapı’’ ile müzik marketlerde ki yerini aldı.

‘’Kapı’’ albümünü 22 Mart günü Bostancı Gösteri Merkezinde binlerce kişiye verdiği konserde,’’en heyecan duyduğum ve kendimi bulduğum albümüm’’ diye açıklayan Sinan Akçıl,bakalım müzik sektörüne bu sefer nasıl bir yön verecek…[/align]

 

[align=center]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
[/align]

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Justien Biber çakması diyolar albüm görseli için

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
/emoticons/smile@2x.png 2x" width="20" height="20">

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 4 hafta sonra...

[align=center]Sinan Akçıl’dan Eurovision sürprizi![/align]

 

[align=center]Yeni albümü ‘Kapı’ ile Radyo Turkuvaz’da Hopdedik Ayhan Show’a misafir olan Sinan Akçıl,kendisi hakkında çıkan magazin haberlerine cevap verdi,ileriye dönük projelerinden bahsetti.

[/align]

 

[align=center]“Hitman” lakabıyla anılan yakışıklı şarkıcı, Hopdedik Ayhan’ın sorduğu sorulara şu yanıtları verdi…

KAPI İSİMLİ ŞARKIMI ASLINDA EUROVISON İÇİN HAZIRLAMIŞTIM!

Albümün çıkış şarkısı ‘Kapı’ çok enerjik. Üstelik albüme isim veren şarkı.Hikayesi nedir?

Kapı isimli şarkımı aslında Eurovision için hazırlamıştım. Hatta yarışma içinde Haydee kısmıyla başlayıp ‘Haydee Türkiye’ diye bağırıp sahnede güzel bir şovla sunacaktım. Bu niyetle TRT ye şarkımı tam önerecekken kurum yarışmayı askıya aldı. Bende bunun üzerine Kapı’yı albümün çıkış şarkısı olarak kullanmaya karar verdim. Eğer yarışmaya katılsaydım dans gösterisi ile birlikte Eurovision da büyük sükse yapabilirdik.[/align]

 

[align=center]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
[/align]

 

[align=center]HANDE YENER’İN BU SAATTEN SONRA SİNANLI YA DA SİNANSIZ ASLA SIRTI YERE GELMEZ!

Hande Yener’le aranızda bir sorun mu oldu, basına böyle haberler yansıdı…

Asla,Hande Yener’le aramda bir sıkıntı olamaz. Sadece birazcık nefes almak lazım. Hande Yener’le 3 albüm 2 single çalıştık. İki taraf içinde sanki biraz dinlenmeye ihtiyaç vardı yoksa tıkanma olacaktı. Ben O’nun başka bestecilerle çalışıp o güzel ses ve yorumunu başka şarkılarda da duymak istiyorum. Günün birinde yine Hande Yener Sinan Akçıl ortak çalışması mutlaka olacaktır. Aramızda basına yansıdığı gibi bir husumetin olması mümkün değil. Zaten bu saatten sonra Hande Yener gibi bir ismin sırtı; Sinan Akçıl olsun ya da olmasın asla yere gelmez. Medyatik olduğumuz için başka yerlere çekildi bu konu…

 

BANA SATAŞANLARA ASLA KIZMIYORUM,SİNİRLERİMİ ALDIRDIM !

Sana sataşanlar çok fazla,ama sen bu kişilere asla kızmıyorsun.Neden?

Şöyle özetleyeyim.Forbes dergisinin araştırmasına göre dünyada en nefret edilen sanatçı Justin Bieber çıkmış. Aynı listede Rihanna’da var Justin Timberlake’de. Ama bir bakıyorsun bu isimlerin hayran sayısı dünya çapında. Gelelim bana. Türkiye’de de herkesin beni sevmesini tabi ki beklemiyorum. Bu iddia ile çıkmadım yola. Nefret ve sevgi arasındaki kutuplaşma olacak ki ‘megalığa’ doğru gidesin. Örneğin hakkımda önyargısı olan kişiler beni tanıyınca fikirlerini değiştiriyorlar. Zira ben güler yüzlü biriyim. Bana sataşana bile gider selam veririm. O anda karşımdaki kişi fikrini genelde değiştirir. Yani kızmıyorum bu kişilere çünkü dünya starları bile benimle aynı durumda.Sinirlerimi aldırdım.

 

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.

 

İZEL CANLI YAYINA BAĞLANARAK SÜRPRİZ YAPTI !

İZEL’İ DRAKULA’DAN MELEĞE ÇEVİRECEĞİZ!

Sinan akçıl’la sohbet devam ederken canlı yayına ünlü şarkıcı İzel bağlandı. Kahkahaların havada uçuştu bağlantıda Sinan Akçıl; İzel’le ilgili sürprizini ilk kez açıkladı.

Radyo Turkuvaz aracılığı ile ilk kez açıklıyorum. Aşağı yukarı sekiz yıl aradan sonra İzel’in yeni albümü için bir kez daha buluşuyoruz. Ramazan ayında stüdyoya giriyoruz. İzel’i kısmetse ‘Drakula’dan Meleğe’ çevireceğiz. Çünkü Türkiye’de; ‘İzel merhaba desin de biz ağlayalım’ diyen bir kitle var. İzel’in böyle şarkılar okumasını istiyorum.

 

İmajında bir değişim mi oldu? Tarzını Justin Bieber’a benzetenler var…

Aslında değişim yok. Bu benim doğal halim. Önceki Lord imajım fikir danışmanımdan çıkmıştı. Ama şu anda kendim seçiyorum kıyafetlerimi. Pekte zorlanmıyorum, zira ben hep buydum. Beş yaşından beri şapka takıyorum, on yaşımdan beri atlet giyiyorum.Bu albümde bir bakıma doğal haliyle Sinan akçıl’ı yansıttım. Justin Bieber benzetmelerine gelince… Sanırım Türkiye’de;Avrupa ve Amerika’ya dönük bir yüzüm olduğundan dolayı böyle benzetmeler oluyor. Açıkçası ben buna çok fazla takılmıyorum. Çünkü birine bakarak onu taklit etmek bozuk bir ruh halidir.[/align]

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 2 hafta sonra...

[align=center][video=youtube]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
[/align]

 

[align=center][align=center]Yönetmen: Kubilay Kasap[/align][/align]

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 2 hafta sonra...

[align=center]YAVUZ HAKAN TOK ''SİNAN AKÇIL''I DEĞERLENDİRDİ![/align]

 

[align=center]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
[/align]

 

[align=center]“SORUN SİNAN'DA DEĞİL, BEN DE! Mİ?..”

SİNAN AKÇIL- “KAPI”

[/align]

 

[align=center]Sinan Akçıl’ı Hülya Avşar’a benzetiyorum ben. Hayır, elbette fizik olarak değil; Akçıl’ın Justin Bieber’a, daha doğrusu Justin Bieber’ın Akçıl’a benzediğini hepimiz biliyoruz zaten. Avşar ve Akçıl arasındaki benzerlik ise bambaşka.

Hülya Avşar kimsenin aksini iddia edemeyeceği kadar yetenekli bir sinema oyuncusu idi ‘80’lerde. Bir güzellik yarışmasında tacı elinden alınınca dikkatleri üzerine çekmiş, sonra Yeşilçam’a transfer olmuş ve popüler Türk sinemasının son starı olarak sayısız filmde rol almıştı. Ama o bununla yetinmedi. Baktı ki sadece sinema ile daha fazla şöhret, daha fazla popülerlik ve en önemlisi de daha fazla para kazanamayacak, kendini önce sahnelere attı, ardından kaset doldurarak şarkıcılığını bize dikte ettirdi. Magazin kameralarını, haber manşetlerini hep sevdi, kendini oralarda görmek, adından söz ettirmek onun için neredeyse bir histeri halini aldı. Yıllarca sürdü bu; hâlâ da sürüyor. Öyle bir noktaya geldi ki, asıl becerisini, yani oyunculuğu ve hatta sonrasında epeyce yol kat ettiği şarkıcılığı bile ciddiyetsiz bir şekilde yapmaya başladı. Gündemde kalmak yetiyordu ona ve artık tek derdi bu olmuştu.

 

Sinan Akçıl da müzik piyasasında önce yetenekli bir müzisyen olarak adını duyurdu. Fena da işler yapmıyordu o dönemde. Gel zaman git zaman bu ona yetmemeye başladı. Piyasadaki en popüler besteci olmak, “hitman” olarak anılmak istiyordu. Giderek bestelerinin çıtası aşağı çekildi önce, herkese şarkı verme gayretiyle fabrikasyon üretime geçti. Ardından kendisi şarkı söylemek, “star” olmak çabasına girişti. Tıpkı Hülya Avşar gibi o da bütün tepkilere rağmen her defasında kendine daha fazla güvenerek, büyük iddialarla yoluna devam etti ve herkesten önce kendini bir “star” olduğuna inandırdı.

Sinan Akçıl’ın üçüncü albümü “Kapı”, geçtiğimiz günlerde Poll Production etiketiyle yayımlandı.

 

Geçenlerde bu konuda çıkan bir tartışma üzerine Twitter’da da yazdım. Birini sesi nedeniyle eleştirmek bana doğru gelmiyor; hatta ayıp geliyor. Ses denilen şey, tıpkı fiziksel özellikler gibi Tanrı vergisidir çünkü. Kaldı ki sesinin tınısı hiç de kadife olmayan nice şarkıcı gördü müzik piyasası yıllardır. Bob Dylan’ın sesi güzel diyebilir miyiz mesela?.. Ses, şarkı söylemek için bir enstrümandır ama tek enstrüman değildir. Siz kendinizi bu konuda yeterli görürsünüz, görmezsiniz, var olanın üzerine bir şeyler koyarsınız ya da koymazsınız, sesinizi ve kendinizi eğitir ya da eğitmezsiniz, o ayrı mesele. Ama burada eleştirilecek bir şey varsa, o da nasıl şarkı söylediğinizdir.

Meseleye buradan bakıyorum ben. Evet Hülya Avşar’ın da, Gülben Ergen’in de hatta Demet Akalın’ın da muazzam sesleri yoktu ama zaman içerisinde seslerine uygun doğru şarkılar seçmeyi ve daha da önemlisi doğru şarkı söylemeyi öğrendiler. Sonra üzerine biraz vokal, biraz cila, en konu kendilerini dinletir hale getirdiler. Ve onlar müzisyen değildi. Oysa Sinan Akçıl müzisyen. Ve öyle böyle değil, gerçekten kötü şarkı söylüyor. Yani bence mesele Akçıl’ın sınırlı sesiyle şarkı söylemesi değil; kötü şarkı söylemesi.

 

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.

 

Şan dersi alıyormuş, hatta sosyal medyada yapılan eleştiriler şan hocasını kızdırıyormuş. Şan dersi size ses tellerinizi ve diyaframınızı kullanmayı öğretir. Yani spor gibidir; kas egzersizidir bir yerde. Oysa doğru vurgu, doğru tonlama, doğru duygu verme gibi meseleler bir şan hocasının değil, olsa olsa bir vokal koçunun işidir. Ve sanırım Sinan Akçıl’ın mütevazılıktan sonra en çok ihtiyacı olan ikinci şey bu. Tamamen yanlış vurgular, hece hece söylemeler, o kötü tonlamalar filan bir şarkıcı ve bir müzisyenden çok, arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiği barda kareoke yapmaya çıkmış sıradan birinin yetkinliğinde. Ve bu noktada ortaya konulan yersiz iddia da komik duruyor ister istemez.

Albüme gelince…

 

Akçıl’ın “hit” şarkı yazma hırsı, onun tamamen formüle dayalı, bir slogana sırtını dayayıp gerisini boş bırakan, bolca esinlenmeli şarkı yazarlığının da başlangıcı oldu. Bir gecede, birkaç saatte yazılmış gibi duran, özensiz, derme çatma şarkı sözleri, alabildiğine bozuk ifadeler, mana yoksunu cümleler, kulağa her nasılsa, hep bir yerden tanıdık gelen melodiler, basit armoniler, nota dizimleri… Örnek mi? Buyurun: “Takma, artık üzülmem kusura bakma, bakma, aşk bitiyor sen uyurken, yatma yatma, yapma üzülüyorum, yatma düzeliyorum…”

“Yatma düzeliyorum”un mantıklı bir açıklamasını yapabilecek ilk Sinan Akçıl “fan”ından, hatta bizzat Akçıl’ın kendisinden özür dilemeye hazırım.

Ya da bir başka örnek: “Senin yeni doğmuş bir bebekten ne farkın var? Yaşın kaç, başın kaç of? Yeter bize gerçekten bulduk, olduk saat kaç? Yavaşlat of…”

Yukarıdaki önermem “Olduk saat kaç? Yavaşlat of…” için de geçerlidir.

 

Bütün bunları bir kenara koyarsak, hedef kitlesini 10-18 yaş arası belirlemiş, bunun da altını bu albümdeki Justin Bieber imajıyla çizmiş Akçıl’ın, şarkılarını da bu yönde yapması şaşırtıcı değil. Maksat slogan üretmek, dans ettirmek ve kolay ezbere aldırmak ise “Kapı” ve “Telefon”un bir adım öne geçtiği söylenebilir. Sinan Akçıl’ın kendi yazdığı şarkı sözlerindeki ifade biçimi ve şarkı söyleme stiliyle duygulanabilenler için “Dev Dalga” ve “Bize Yazdım” dikkat çekici olabilir. Bir Musevi halk şarkısı olan ve tüm dünyada yıllardır bin türlü şekilde söylenmiş olan “Hava Nagila”dan türetilmiş “Sürüne Sürüne” ile “Aşk Kaç Beden Giyer”in üzerinden yürüyen “Yapmacık”, albümün bence en kötü şarkıları olmuş. “Yatma”, “O Sensen” ve “Senden Deliyim”, benim en fazla iki kez dinleyebildiğim şarkılar oldu, belki yeterince idrak edemedim; sorun Sinan da değil, bende de olabilir.

Albümde bu 9 şarkının yanı sıra 5 de “remix” versiyon var. Sinan Akçıl, Ufuk Akyıldız, Dj Pantelis, Selim Çaldıran, Ümit Kuzer gibi sağlam isimlere ve Mert Hakan ve Cemre Burak gibi genç yeteneklere müziğini emanet ederek, düzenleme ve “remix”lerde modern bir çizgi yakalamaya çalışmış. Doğrusunu söylemek gerekirse, başarılı da olmuş ama ne yazık ki şarkılar bu çizginin çok altında kalıyor ve bu noktada düzenlemeler bile şarkıları kurtarmıyor.

 

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.

 

Yazı boyunca yeterince değindiğim Justin Bieber görselliğine ve bu maksatla çekilen fotoğraflara, verilen pozlara filan hiç girmiyorum. Kimseyi incitmemek adına, görünen köye bu defalık kılavuz olmama hakkımı kullanıyorum.

 

Yukarıda da bahsi geçen ve burada tekrar yinelemeyeceğim bazı isimler var ki, yıllar boyu hafife alıp, gülümseyerek, zaman zaman dalga geçerek hayatlarımıza dâhil ettik onları. Sonra bir baktık gerçekten dinlemeye, hatta beğenmeye başlamışız, kabullenmişiz. Akçıl’ın da uzun vadede bu klasmanda yerini alacağını düşünüyorum; çünkü en az onlar kadar ısrarlı, inatçı ve özgüveni yüksek görünüyor. Ama şayet kıyısından köşesinden sözümün hükmü geçerse, Akçıl’a birkaç öneride bulunmadan yazıyı noktalamak istemem.

 

İyi bir vokal koçu ile çalışmak, doğru şarkı söylemenin, doğru vurguları bulmanın, hecelere ve kelimelere doğru duyguları yüklemenin en akılcı çözümü. Daha sakin, daha telaşsız şarkı yazmak, illa “hit” yakalamak için bu kadar kasmamak, zorlamamak da, donanımı ve birikimi zaten yeterli bir müzisyen için zor olmasa gerek. Kendi şarkılarını yazarak kendini ifade etmek her müzisyen için bir idealdir evet ama şayet buna yetecek bir sözel birikiminiz yoksa profesyonel yardım almak sizin müzisyenliğinizden bir şey eksiltmez. Şahane şarkı sözü yazarları var bu memlekette. Sözgelimi Aysel Gürel’in hâlâ bestelenmeyi bekleyen yüzlerce şarkı sözü var. Herkes her şeyi iyi yapmak zorunda değil. İyi yaptıklarınız, yapamadıklarınızın kamuflajıdır zaten ve egonuzu beslemeye tek başına bu da yeter ve hatta dışarıdan bakanlara daha güzel görünür.

 

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.

 

Bir de özellikle sosyal medyanın icadından sonra rayından çıkan “canım”lı “ciğerim”li, enseye tokat şarkıcı-“fan” ilişkisinin şarkıcı için güven verici olduğu kadar da tehlikeli olduğunu düşünüyorum ben. Bunca övgü ve poh pohlama, beraberinde ciddi bir körlüğü, eleştiriye tahammülsüzlüğü ve saldırganlığı da beraberinde getiriyor. Üstelik bu tehlike sadece Akçıl ve onun 10-18 yaş hedef kitlesiyle sınırlı değil (Bulabilirseniz Mor ve Ötesi “fan”larının Twitter’da yazdığım bir cümle üzerine bana karşı giriştikleri lince ait cümleleri okumanızı öneririm; ibret niyetine.) Eskiden Zeki Müren sahnede “Beni sizler yarattınız,” der, seyirciler de bundan onore olurlardı. Şimdinin “fan”ları ise şarkıcının onları yarattığına inanıyor. Öylesi bir tapınma ve söz söyletmeme hali... Kim bu denli Tanrılaştırıldığında ayakları yerden kesilmez, gerçekle bağlarınız koparmaz ki?.. Peki sonuç?.. Sonuç, her yaptığını en iyi, en kusursuz ve en mükemmel sanma yanılgısı (Bknz: Akçıl’ın ve hayranlarının Twitter’da yazdıkları.)

 

Sözün kısası yok sayamayacağımız, görmezden gelemeyeceğimiz, ama iyi müzik kriterleri içerisinde kabul edip bağrımıza da basamayacağımız bir Sinan Akçıl vakası var önümüzde. Yazmamak olmazdı. Dinlememek de öyle. E ben de yazacağım için dinledim mecbur. Tekrar dinler miyim?.. Bir yerlerde kulağıma çalınmadıkça, hayır. Ama dinleyene de mani olamam elbette. Dedim ya; sorun Sinan da değil, bende de olabilir, emin değilim.

 

YAVUZ HAKAN TOK, HAYAT MÜZİK, MAYIS 2013, İSTANBUL[/align]

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 1 ay sonra...

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...