İçeriğe atla

Dizi Önerileri


Uğur

Pinlenen İletiler

[align=center]Merhamet[/align]

 

[align=center]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
[/align]

[align=center]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
[/align]

[align=center]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
[/align]

 

Çok güzel bir dizi ya günü benim için çok kötü oldu

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
/emoticons/sad@2x.png 2x" width="20" height="20"> o küçük kızın oyunculuğu muazzam senaryo müthiş kadro çok güzel Nisan'a kadar netten takip etcem ondan sonra zaten Muhteşem yüzyıl bitiyo şükür sevebildiğim bir dizi çıktı

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
/emoticons/smile@2x.png 2x" width="20" height="20">

 

[align=center][align=center]"Merhamet' beni köşeye sıkıştırdı"[/align]

 

[align=center]Merhamet dizisiyle bir yıl ara verdiği ekrana dönen Özgü Namal, Narin'e bağlandığını söylüyor. Artık aşkı unuttuğumuzu ve Fırat'la Narin'in aşkının bize özlediğimiz duyguları yaşatacağını söyleyen Namal, "Ne zaman kalbimizin sesini dinlemeyi unuttuk? Zihnimizi değil kalbimizi dinlersek aşk geri gelecek" diyor[/align]

 

[align=center]15 sene önce Affet Bizi Hocam dizisiyle hayatımıza girdi Özgü Namal. Ama eminim hepimiz onu Yeditepe İstanbul'un Duru'su olarak hafızalarımıza kazıdık. Ekranda önce güzelliğiyle fark edildi. Ama oyunculuk performansıyla "Sadece güzel değilim" diyerek farkını ortaya koydu. En büyük çıkışını Kurtlar Vadisi'nde Polat'ın büyük aşkı Elif Eylül'le yaptı. Artık milyonların tanıdığı ve yenge dediği bir isimdi. Bir süre rotayı sinemaya çevirdi. Mutluluk ve Beynelmilel'le adını Türk sinemasına da yazdırdı. Hanımın Çiftliği'yle 2000'li yılların ilk dönem dizisine imza attı. Uzun yıllar bir bankanın reklam yüzü oldu. Ve hiç durmadı. Nereye baksak karşımızda Özgü Namal vardı. 2012'nin ilk aylarında rol aldığı Koyu Kırmızı dizisi yayından kaldırılınca hem kendisini hem de yüzünü dinlendirmeye karar verdi. Bir yılın sonunda da Hande Altaylı'nın Kahperengi romanından ekrana uyarlanan Merhamet dizisinin Narin'i olarak ekran orucunu bozdu. Uzun yıllardır yolumuz kesişmesine rağmen bir türlü tanışamamıştık Özgü Namal'la. Merhamet'i bahane edip geçtiğimiz gün buluştuk. Karşılaştığımız anda da yıllardır birbirimizi tanıyormuşçasına ortak bir dil kurduk. Özgü içindeki tüm fırtınalarla savaşmış, kendini arama yolculuğunda geçmişiyle yüzleşmiş ve yeni sürprizlere sonuna kadar açık biri. Farkındalık duygusu o kadar gelişmiş ki, biz de sohbetimizi unutmak üzerine kurduk. Artık unuttuğumuzu da fark edelim diye haykırdık. Ben çok keyif aldım, bakalım siz bu sohbetten kendinize nasıl bir pay çıkaracaksınız?[/align]

 

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.

 

Yaklaşık bir yıldır ekranda yoktun. Bu arada neler yaptın?

 

Seyahat etmeye çok düşkünüm. Hep iki arada bir derede giderdim. Hanımın Çiftliği döneminde 6 günlüğünde Küba'ya kaçmışlığım bile vardır. Bu kez Amerika'ya, Uzak Doğu'ya, Avrupa sahillerine, Yunan Adaları'na, Londra'ya seyahatler yaptım. Hem yoruldum hem beslendim. Okudum, dinlendim, biriktirdim. Bir yere yetişme kaygım olmadığı için de hücrelerime nüfuz etti.

 

İstanbul'a döndüğünde de önünde bir sürü senaryo mu vardı?

 

Evet. Çoğunlukla dönem işi geliyordu. Ben yaptığım işi tekrarlamayı sevmiyorum. Özgün olmasını ve ilk bizim yaratmamızı istiyorum. Samimi ve bizden olsun derdindeyim. Sonra komedi teklifleri geldi. Ben de komedi yapmak istiyorum ama şimdi zamanı değil. Şansıma o arada tiyatro geldi. Yıllardır sahneye çıkmak istiyordum. Zamanım vardı ve Kuçu Kuçu oyununa başladım. Ardından da Merhamet oldu.

 

 

AŞKI SEVGİYİ UNUTTUK

 

Diziyi izledikten sonra bana merhamet geldi ama sana Merhamet nasıl geldi?

 

Menajerim "Kahperengi romanını okusana" dedi. Yani merhamet bana Kahperengi romanı olarak geldi. (Gülüyor) Oya, kitabı çok sevdim ve hemen Hande Altaylı'nın diğer kitaplarını da bir hafta içinde okudum. Çok güzel, gerçek ve etkileyici bir dili var Hande'nin. Kahperengi'yi okuduktan sonra senaryosunu da görmek istedim. Okuduktan sonra yapacak bir şey kalmadı. Merhamet beni köşeye sıkıştırdı. Çünkü Narin çok güzel bir ol ve bir oyuncuya her zaman gelecek bir karakter değil. O nedenle içime sindi. Bana Merhamet böyle geldi.

 

Bugün ekranlarda aşkı için savaşan kadınlar ve aşktan kaçan erkekler izliyoruz. Ama Yeşilçam filmlerindeki aşkları da özler olduk. Merhamet bize o özlediğimiz aşkı yaşatacak gibi görünüyor...

 

Merak etme... (Kahkahalar) Bugün aşkı unuttuk. Aşktan öte sevgiyi unuttuk. Sevgi, alçak gönüllülükle beraber bir trene bindi ve yolculuğa çıktılar. Umarım geri dönerler. Bir ara kalp modaydı. Şimdi beyin moda. Beynin moda, kalbin demode olduğu bir yerde yapacak hiçbir şey yok. Bunun da modasının geçmesini bekleyeceğiz. Kahperengi'nin beni etkileyen yanlarından biri de o aşk ve sevgiydi. Maalesef televizyonda dedikoducu, entrikacı, yalancı, adamın peşinden koşup küçük düşen iki boyutlu, derinliği olmayan kadın karakterler izliyoruz. Buradaki karakterler gerçekten üç boyutlular. Ayrıca aşka ve sevgiye şahit oluyoruz.

 

'GEÇMİŞİMLE YÜZLEŞTİM'

 

Zaten gerçek hayatta umudumuzu kaybettik, bari dizilerde umut olsun diyoruz...

 

Evet, umut etmek istiyoruz. Ne var bunda? Kimse geçmişiyle yüzleşmiyor. Kimse geçmişini tozlu raflardan indirip "Ben bunları yaptım" demiyor. Bize böyle öğretildi. Geçmiş konuşulmaz, ayıptır. Oraları deşip temizlemediğin sürece ne sevgi, ne huzur, ne sağlık, ne dinginlik seni bulur. Dolayısıyla bu hikâyelerimize de, oyunculuklarımıza yansıyor. Ben geçmişiyle yüzleşmiş ve acı çekmiş bir insan olarak bugün sevgiyle ve merhametle bu işin içinde olmaktan haz alıyorum.

 

Bu konuda ikiyüzlüyüz. Hepimiz geçmişi silip hırsın peşine düşmedik mi?

 

Ne kadar kendine yakınsan o kadar iyi insansın ve iyi oyuncusun. Kendinle olan yolculuğun yaptığın işe de yansıyor. Sevgiyi hangi ara kaybettik. Orayı kaçırdım işte... Merhamet'in beni etkilemesinin en önemli sebeplerinden biri, bir kadının varoluş hikâyesi olması. Bence bu dönemde çok önemli. Diğer sebep, sevgisizliğin nelere yol açtığını göstermesi. Son olarak bir insanın hayatını sadece ve sadece sevginin ne kadar değiştirebileceğini göstermesi.

 

Hepimiz hayatta sadece sevilmek için yaşamıyor muyuz?

 

Ama bunu da unuttuk. Ne acı! Her şeyi sürekli kedinin kakasını örttüğü gibi gizliyoruz. "Her şey çok yolunda, süper gidiyor" diyoruz. Hayat öyle bir yer değil. Alttan sürekli pis kokular geliyor. Örtbas etmeye çalışıyoruz ama sevginin gücünün karşısında hiçbir şey duramaz.

 

'BURÇİN'LE ARKADAŞ OLMALIYIZ'

 

Merhamet'in bir farkı da kadın çetesi kurmanız. Yazar Hande Altaylı, senarist Mahinur Ergun, yönetmen ve yapımcı Gül Oğuz, başrol Özgü Namal, hikayenin kahramanı Narin...

 

Bunu ne kadar uzun zamandır hayal ettiğimi sana anlatamam. Ama bu kadarını hayal bile edemezdim. Rüya takım bu. Biz bir kadının varoluş hikâyesi üzerinden okula gidemeyen, dövülen, hayatta kalmak için çabalayan, sevilmemiş ve ötekileştirilmiş kadınlara bambaşka bir yol göstereceğiz. O nedenle de Merhamet'te oynadığım için gurur duyuyorum.

 

Narin'le Deniz'in arkadaşlığı da çok kıymetli. Onlar sanki birbirini tamamlıyormuş gibi...

 

Değil mi? Deniz'le Narin aileleri olmadığı için birbirilerinin her şeyi olmuşlar. Birbirlerine karışmışlar. Dün Burçin'le bir sahne çekerken "Bu lafı sana söyleyeyim mi sana. Biraz ağır?" dedi. "Dost acı söyler" dedim. Dostlukta yalakalık, numaralar, ört bas olmamalı. O yüzden Deniz'le Narin'in arkadaşlığı da çok kıymetli. Geçenlerde Burçin'e "Acilen çok yakın arkadaş olmamız gerekiyor" dedim. (Kahkahalar) Çünkü biz ne kadar yakınlaşırsak izleyicide o kadar yakınlaşacak diziye.

 

'VARSAYIMLAR ÜZERİNE AŞKLAR'

 

Son zamanlarda ekranda hep iki kardeşin aynı kişiye aşkını izler olduk. Fırat'la Narin bize aşka dair neyi hatırlatacak?

 

Merhamet'te sadece bir kadın bir adama aşık. (Gülüyor) Hande Altaylı bu aşkı da muhteşem yazmış, paralel kurgusu şahane. Yanlış anlamalar üzerine kurulu bir aşk bu. Kadınla erkeğin bakış açılarının ne kadar farklı olduğunu da anlatıyor. Fırat, "İstemiyormuş, sevmiyormuş gibi davranıyordun" diyor. Aslında Narin ölüp bitiyor ve o da Fırat'ın öyle olduğunu zannediyor. İşte aşk. İşte tipik kadın ve erkek. İlişkilerimizin tamamını varsaymak üzerine kuruyoruz.

 

'OYUNCULUK HAVALI MESLEK OLDU'

 

Aşkı da yanlış anladık diyorsun yani...

 

Mesela ben kendi erkek arkadaşıma da söylüyorum, fenalık geçiriyor. "Varsaymayalım" diyorum. Soralım, doğrusunu öğrenelim. "Sinirli misin şu an, bana mı sinirlendin, karnın mı aç?" diye sorayım. Sonra sen de bana sor. Birbirimizi yanlış anlamayalım. Sürekli mış gibi yapıp, aşkın içinde ne olduğunu bilmeden kurgulama silsilesi var. Düşüncelerin hâkimiyetini bırakalım. Kalp savaşsın ve hayatı ele geçirsin. Ne zaman kalbimizin sesini dinlemeyi unuttuk? Onu unuttuğumuz için bugün aşk yok. Kalbimizi dinlesek aşk yine gelecek. Zihnin hâkimiyeti ilişkileri mahvediyor.

 

Eskiden güzel kadın ve yakışıklı erkek başrole konulduğunda ağzımızın suyu akarak izlerdik. Bugün artık seyircinin beklentilerini karşılamak zor mu?

 

Seyirci çok değişti ve gelişti. Onlar da dizilerle büyüdü. Herkes profesyonel oldu. Bu dönem için oyuncuların değil oyunculuğun kendisinin meşhur olduğunu düşünüyorum. 15 yıldır bu işi yapıyorum. Oyunculara ilgiler gösterilmezken de buradaydım. Hepsine şahit oldum. Televizyon dizileri yaptık ama bu kadar ortalık yıkılmıyordu. Yani oyuncular ve oyunculuklar üzerine dünya yıkılmıyordu. 3-4 yıldır oyunculuk mesleği keşfedildi. Doktorlar kadar havalı olduk. Artık ciddiye alınan, özenilen bir meslek haline geldi. Ne mutlu bize. Seyirci çok akıllı ve bu çok sevindirici.

 

İkimiz de çok dertliymişiz. Unutmak mevzuna takıldık. Bu röportajda aşkı, sevgiyi, insanlığı unutmak ana konumuz oldu...

 

Evet. Unutmak çok güzel bir şey. Zaten unutmazsak yaşayamayız. Ama yüzleşmek de çok kıymetli. Onun için cesur olmak lazım. Geldik dünyaya, yol yordam bulmaya çalışıyoruz. İnsan olmaya çalışıyoruz. İnsan olmak da çok zor. Bazen insan olmayı bırakmayı düşünüyorum. İnsanlıktan ağaçlığa terfi etmeyi düşünüyorum.

 

MERHAMET'İN SETİNDE 90'LARIN ŞARKILARINI DİNLİYORUZ

 

Dizide 90'lar ve 2000'ler arası geçişte sen de kendi hayatında yolculuk ediyor musun?

 

Çok keyifli. O hallerimize çok gülüyoruz. 90'larda çocuktuk. Türkçe pop müziğinin yıkıldığı dönemde ben o şarkıları dinlerdim. Sete gelip kahküllü peruğu takıyorum. 90'ların şarkılarını açıyoruz. İbrahim, Mustafa ve ben geyik yapıyoruz. Benimle Oynama şarkısıyla havaya giriyoruz. Benim için çok eğlenceli oldu. Anılar kokularla, sesle gelir. Binlerce anı gözümün önünden geçiyor. Okulu, arkadaşlarımı, ilk aşkımı hatırlıyorum. Unuttuğum bir şey kaldıysa yüzleşmek için çok da güzel bir zaman oldu.

 

İBRAHİM GÜZEL OYNUYOR

 

İbrahim Çelikkol'la uyumunuz nasıl oldu?

 

İbrahim çok çalışkan, azimli. Çok güzel oynuyor bence. Onun rolü gitgide artacak. Çok iyi iş çıkarıyor. İyi anlaşıyoruz.

 

İki önemli yönetmenle çalışıyorsunuz...

 

Ben de buna değinmek istiyordum. Bütün bu ekibi bir araya getirdiği için, yaratım sürecinde sihirli değneğini dokunduran kadın Gül Oğuz'dur. Her şey için ona teşekkür etmek lazım. Ama Çağatay Tosun'u da atlamayalım. Reji duygusu çok yüksek bir yönetmen. Son dönemlerde gördüğüm en iyi yönetmenlerden biri. Hayran oldum Çağatay'a. Her seferinde bana bu oynama ortamını yarattığı için ona teşekkür ediyorum.

 

DİZİ YAPMAK TAKIM İŞİ

 

Beni şaşırttın biraz. Genelde oyuncu sette işini yapar ve gider ama her söyleminde biz diyorsun...

 

O konuda titizim. İşimi yapıp gidemem. Bu işi kalpten seviyorum. Hırsla, hep olmak ve kendimi göstermekle ilgili bir derdim yok. Biz bir şey yapalım. Televizyon ve sinema çok acayip bir takım işi. Benim iyi olmam hiçbir şey yetmez. O yüzden bu starlık sisteminin dünyada da çok tuhaf bir yere koyulduğunu düşünüyorum. Bu iş takım işi. Arkam çok güçlü olacak ve bana sahip çıkacaklar ki, ben oyunculuk yapabileyim. Yoksa tek başıma ne yapabilirim?[/align]

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 1 ay sonra...

The Walking Dead 3. Sezona kaldığım yerden devam

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
/emoticons/smile@2x.png 2x" width="20" height="20">

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Farklı bir şey önereyim. Kuvvetle tavsiye ettiğim bir dizi: Girls. Lena Dunham yazarken döktürmüş resmen.

 

 

 

[video=youtube]

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 1 ay sonra...

Geçenlerde The Newsroom'a başladım. Genel olarak gayet iyi dizi. Karakter düzeni ve ilişkileri gereğinden fazla The Office'e benzemiş. Dizi zaman zaman klişeleşebiliyor ve/veya milliyetçileşebiliyor. Ayrıca gereğinden fazla Obama destekçiliği yapıp sadece Cumhuriyetçilere yükleniyorlar (Her ne kadar haklı olsalar da). Bunlar dışında gayet başarılı bir dizi diyebilirim. İkinci sezonu haziranda başlayacak o yüzden 10 bölümlük ilk sezonu izleyebilir takip etmek isteyenler. Ayrıca dizi bir HBO yapımı. Kanalı biraz bilenler HBO yapımlarının kalitesini de bilirler. Dizi hakkında kısa bilgi de vereyim. Amerika'da kablolu kanallar içinde en çok izlenen ikinci anchorman olan Will McAvoy'un reytingleri, Amerika'nın Dünya'nın en iyi ülkesi olmadığını söylemesiyle düşüşe geçiyor. Kısa süre sonra iş başı yapan Will'in yayın yönetmenliğine kendisine sorulmadan eski sevgilisi getiriliyor. Haber bölümü başkanı o güne kadar elini taşın altına koymaktan çekinen Will'in artık etliye sütlüye dokunmamak yerine gerçek haber yapmasını istiyor. Bu amaçla toplanan yeni bir ekibin haber hazırlama çabasını izliyoruz biz de.

 

 

[video=youtube]

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

the newsroom iyi dizi. gazetecilik okudugum icin dizi baslamadan once bile dikkatimi cekmisti ama dedigin gibi hem siyasi hem de sinemasal cok klise var. dizi altin kure adayiydi bu yil.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Dusuncelerini yaz buraya. Bu arada bu Pazar sezon finali yapiyor dizi.

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
/emoticons/biggrin@2x.png 2x" width="20" height="20">

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Uğur gerçekten çok beğendiğim bir dizi oldu su ana kadar izlediğim dizilere benzemiyo çok farklı bugün belkide 2 3 bölüm birden izlerim belki

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
/emoticons/smile@2x.png 2x" width="20" height="20"> Sarah para derdine düşerken basına neler sardı ya birde o küçük kız onunmu çok merak ettim ilerki bölümlerde çıkar, Peki dedektif kadın niye intihar etti, birbirlerine nasıl bu kaadr çok benziyolar hep soru işaretleri olustu kafamda izledikçe çözülürler heralde

Gizlenmiş İçerik

    Gizli içeriği görebilmek için bu konuyu/mesajı yanıtlayın veya reaksiyon ifadelerinden birine tıklayın.
/emoticons/smile@2x.png 2x" width="20" height="20">

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...